BESMELE

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيمِ

18 Temmuz 2009 Cumartesi

KUR'AN VE BÜYÜK MAHKEME

22-Hac Suresi

KUR'AN VE BÜYÜK MAHKEME
Doğru yolda ve sapıklıkta olmanın neden olduğu bu tür durumları ayrıca hidayet ve sapıklık örneklerini açıklamak için yüce Allah bu Kur'anı indirmiştir. Kalplerini bu Kur'anın mesajını algılayacak şekilde açık tutanlar onunla yollarını bulsunlar diye... Yüce Allah hidayeti onlara nasip eder böylece...
16- Biz Kur'anı işte böyle açık ayetler halinde indirdik. Hiç kuşkusuz Allah istediği kimseyi doğru yola iletir. "
Yüce Allah'ın iradesi hidayet ve sapıklığın sürekli yarış içinde olmalarını öngörmüştür. Bu yüzden hidayeti isteyen birisi için yüce Allah'ın iradesi, bu konudaki yasası uyarınca o kişinin hidayete ermesi şeklinde gerçekleşir. Sapıklığı isteyen için de öyle. Ama burada yalnızca hidayet üzere bulunma durumunun sözkonusu edilmesi, doğru yolda olan bir kalbin ihtiyaç duyduğu şekilde ayetlerin anlamlarının açıklanması nedeniyledir.
Ama farklı inançlara sahip değişik topluluklara gelince; onların arasındaki sorunu kıyamet günü yüce Allah çözümleyecektir. Çünkü bu toplulukların bağlı bulundukları inanç sistemlerindeki hak ve batıl, hidayet ve sapıklık unsurlarını en iyi O bilir.
17- Mü'minler, yahudiler, sabiiler, hristiyanlar, ateşe tapanlar ve Allah'a ortak koşanlar var ya, Allah kıyamet günü bunlar hakkındaki ayırd edici hükmünü verecektir. Hiç kuşkusuz Allah her şeyin tanığıdır.
Bu topluluklar daha önce tanıtılmıştır. Burada ise, yüce Allah'ın dilediğini doğru yola ilettiğini, kimin doğru yolda, kimin sapıklıkta olduğunu bildiğini, herkesi O'nun hesaba çekeceğini, en sonunda O'na dönüleceğini, O'nun her şeyi gördüğünü vurgulamak amacı ile sözkonusu ediliyorlar.
İnsanlar düşünceleri, istekleri ve eğilimleri ile yöneldikleri halde, onların dışındaki tüm evren fıtratı gereği yaratıcısına yönelir, O'nun koyduğu yasalara boyun eğer, O'na yönelip secde eder.
18- Göklerdeki ve yerdeki tüm varlıkların, güneşin, ayın, yıldızların, dağların, ağaçların, hayvanların ve çok sayıda insanın Allah'a secde ettiklerini, O'nun buyruğuna boyun eğdiklerini görmüyor musun? Birçok sayıdaki insan da azaba çarpılmayı haketmiştir. Allah'ın alçalttığı kimseye hiç kimse onur kazandıramaz. Hiç şüphesiz Allah dilediğini yapar.
İnsan kalbi bu ayeti düşündüğü zaman, daha önce kavradığı kavramadığı yığınlarca yaratık, bildiği bilmediği bir sürü yıldız ve gezegenin, insanın üzerinde yaşadığı şu dünyada yeralan dağlar, ağaçlar ve hayvanların... Bütün bunların hep birlikte ürpererek Allah'a secde ettiklerini, başkasına değil sadece O'na yöneldiklerini; birlikte ve uyum içinde yalnızca O'na yöneldiklerini görür... Ama insan hariç, Bu birlikten ayrılan sadece O'dur.
"Birçok sayıdaki insan da azaba çarpılmayı haketmiştir."
Bu birlik ve beraberlik içinde hareket eden kafilede insanın aykırı davrandığı göze çarpmaktadır.
Burada azabı hakedenin aşağılanmayı da hakettiği vurgulanmaktadır.
"Allah'ın alçalttığı kimseye hiç kimse onur kazandıramaz."
Allah'ın bahşettiğinden başka onur, onun verdiğinden başka üstünlük yoktur. Kuşkusuz boyun eğilecek biricik ilah olan Allah'dan başkasına boyun eğen, alçalır aşağılanır.

Hiç yorum yok: